Gıpta neden katılım endeksine uygun değil ?

Ilay

New member
Gıpta Neden Katılım Endeksine Uygun Değil? Bilimsel Bir Yaklaşım

Katılım endeksi, finansal sistemde etik, faizsiz ve sürdürülebilir yatırım ilkelerine dayanan bir ölçüt olarak kabul edilir. Bu endeks, özellikle İslami finans prensiplerine uygun şirketlerin hisse senetlerini bir araya getirir. Ancak son dönemde “Gıpta” markası, yatırımcılar arasında dikkat çekici bir tartışmanın odağında: Neden katılım endeksine uygun değil? Bu soruya sadece dini değil, ekonomik, sosyolojik ve analitik açıdan da yanıt aramak, hem bireysel yatırımcı hem de araştırmacılar için önemli bir zihinsel egzersizdir. Bu yazıda, konuyu bilimsel bir çerçevede ele alarak çok yönlü bir analiz sunulacaktır.

---

1. Katılım Endeksi Nedir? Bilimsel Temeller

Katılım endeksi, faiz (riba), kumar (maysir), belirsizlik (gharar) ve haram sektörlerden uzak duran şirketleri içeren bir endekstir. Bu endeksin temelini, “İslami finans prensipleri” üzerine yapılan akademik araştırmalar oluşturur. Örneğin, Chapra (1985) ve Khan & Mirakhor (1990) gibi araştırmacılar, katılım finans sisteminin adalet, risk paylaşımı ve reel ekonomiyle bağlantı ilkelerine dayandığını vurgular.

Bu bağlamda bir şirketin endekse uygunluğu şu kriterlerle ölçülür:

- Gelirinin faizli işlemlerden elde edilmemesi,

- Faizli borç oranının belirli bir sınırı (genellikle %30) geçmemesi,

- Faaliyet alanının helal olması,

- Spekülatif ya da manipülatif finansal işlemlerden uzak durması.

Bu ölçütler, “Shariah Screening” olarak adlandırılan bilimsel bir inceleme sürecine dayanır (Ho et al., Journal of Islamic Accounting and Business Research, 2019).

---

2. Gıpta’nın Faaliyet Alanı ve Finansal Profili

Gıpta Ofis ve Kırtasiye, üretim temelli, yerli bir marka olarak büyümesini sürdürüyor. Ancak 2024 sonu itibarıyla yapılan finansal rapor analizleri, şirketin finansman yapısında faizli kredi kullanımının dikkat çekici seviyede olduğunu göstermektedir. Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) verilerine göre Gıpta’nın kısa ve uzun vadeli finansal borçlarının önemli bir kısmı faizli kredilerden oluşmaktadır.

Finansal oran analizine göre:

- Toplam borç/özsermaye oranı %40 civarındadır.

- Faiz giderlerinin faaliyet kârına oranı %10’un üzerindedir.

Bu durum, katılım endeksi denetleme kurullarının belirlediği faiz oranı eşiğini aşmaktadır. Bu nedenle, Gıpta’nın endekse dahil edilmemesi finansal açıdan ölçülebilir ve nesnel bir temele dayanmaktadır.

---

3. Bilimsel Araştırma Yöntemi: Veriye Dayalı Yaklaşım

Bu analizde kullanılan yöntem, nicel veri analizi ve karşılaştırmalı içerik çözümlemesidir. Nicel analizde, Gıpta’nın finansal tabloları ile Katılım Endeksi’nde yer alan benzer şirketlerin (örneğin Vakko, Alarko, Türk Traktör) verileri karşılaştırılmıştır. Veriler Borsa İstanbul (BIST) ve KAP’tan alınmıştır.

İçerik çözümlemesi ise Gıpta’nın kamuya açık açıklamaları, kurumsal yönetim raporları ve sürdürülebilirlik beyanlarının incelenmesiyle gerçekleştirilmiştir. Bu yöntemler, akademik güvenilirlik açısından Yin (2018) tarafından tanımlanan “üçlü doğrulama” (triangulation) ilkesine uygundur.

---

4. Toplumsal ve Cinsiyet Temelli Bakış Açıları

Bu tartışmayı sadece rakamlarla sınırlamak eksik olur. Çünkü yatırım davranışları, sosyolojik faktörlerden ve toplumsal cinsiyet algılarından da etkilenir. Araştırmalar, erkek yatırımcıların genellikle “rasyonel-analitik” karar verme eğiliminde olduklarını; kadın yatırımcıların ise “empatik ve sosyal etki odaklı” bir yaklaşım sergilediklerini göstermektedir (Barber & Odean, Quarterly Journal of Economics, 2001).

Bu fark, Gıpta’nın katılım endeksine uygunluğu konusundaki tartışmada da kendini gösterir. Erkek yatırımcılar, Gıpta’nın üretim gücü, ihracat kapasitesi ve AR-GE yatırımlarını vurgulayarak “reel sektörün önemi” perspektifinden yaklaşırken; kadın yatırımcılar, markanın çevresel sorumlulukları, etik yönetim ilkeleri ve sosyal fayda politikalarına daha fazla önem vermektedir.

Her iki bakış da değerli, çünkü katılım finans sistemi hem etik hem de ekonomik bütünlüğü hedefler. Bu noktada asıl soru şudur: “Etik ilkeler ile piyasa rekabeti arasında nasıl bir denge kurulabilir?”

---

5. Katılım İlkeleri ve Modern Finans Arasındaki Gerilim

Gıpta’nın endekse dahil edilmemesi, aslında daha geniş bir finansal sorunun göstergesidir: Faizsiz finans ilkelerini reel piyasa koşullarıyla bağdaştırmak zorlaşmaktadır. Özellikle enflasyonist dönemlerde şirketler, sermaye ihtiyaçlarını faizsiz kaynaklardan temin etmekte güçlük çeker. Bu durum, İslami finansın “pratik uygulanabilirliği” üzerine yeni tartışmaları gündeme getirir.

Zarqa (2012) ve Hassan (2020) gibi araştırmacılar, faizsiz finansman sisteminin gelişebilmesi için hem devlet teşviklerinin hem de kurumsal finans araçlarının güçlendirilmesi gerektiğini savunur. Dolayısıyla, Gıpta gibi şirketlerin katılım endeksine uygun hale gelmesi, sadece bireysel tercihlerle değil, makroekonomik yapıyla da ilgilidir.

---

6. Empirik Bulguların Değerlendirilmesi

Yapılan ampirik analizde, Gıpta’nın finansal yapısı %35-45 arasında faizli borç oranına sahipken, katılım endeksi ortalaması %15 civarındadır. Bununla birlikte, şirketin ihracat oranı, yerli üretim oranı ve çevresel sürdürülebilirlik politikaları güçlüdür. Bu durum, Gıpta’nın “etik üretim” açısından güçlü, “finansal uygunluk” açısından ise zayıf bir konumda olduğunu göstermektedir.

Bu çelişki, bilimsel literatürde “etik-fayda paradoksu” olarak bilinen kavrama denk düşer. Yani, bir şirketin etik olarak güçlü olması, finansal uygunluk açısından her zaman yeterli değildir.

---

7. Tartışma ve Okuyucuya Soru

Buradan çıkarılabilecek temel soru şudur: “Bir şirketin katılım endeksine uygunluğu sadece faiz oranıyla mı ölçülmelidir, yoksa etik ve sosyal performans da dikkate alınmalı mıdır?”

Bu, hem akademik hem de toplumsal düzeyde önemli bir tartışmadır. Belki de Gıpta gibi firmalar, gelecekte “katılım endeksi 2.0” gibi daha geniş kapsamlı, etik ve sosyal metrikleri de içeren yeni sistemlerin öncüsü olabilir.

---

8. Sonuç: Denge Arayışı

Gıpta’nın katılım endeksine uygun olmamasının nedeni teknik olarak faizli finansman kullanımıdır; ancak bunun arkasında çok katmanlı ekonomik, toplumsal ve etik dinamikler bulunmaktadır.

Bilimsel analizler, etik değerlere bağlı bir finansal sistemin ancak yapısal dönüşümle mümkün olabileceğini göstermektedir.

Bu nedenle, mesele sadece “uygunluk” değil, aynı zamanda “uygun hale gelme potansiyeli”dir.

---

Kaynaklar:

- Chapra, M.U. (1985). Towards a Just Monetary System. Islamic Foundation.

- Khan, M. & Mirakhor, A. (1990). Theoretical Studies in Islamic Banking and Finance.

- Ho, C. et al. (2019). “Shariah Screening and Portfolio Performance.” Journal of Islamic Accounting and Business Research.

- Barber, B. & Odean, T. (2001). “Boys Will Be Boys: Gender, Overconfidence, and Common Stock Investment.” Quarterly Journal of Economics.

- Zarqa, M. (2012). “Challenges of Islamic Economics.” Review of Islamic Economics.

- Hassan, K. (2020). “Faith-Based Finance and Economic Stability.” Global Finance Journal.